Çocukken Her Şey Daha Gerçekti
Hatırlıyor musun?
Bir şeyi istediğinde önce hayal eder, sonra çizerdin.
Korktuğunda gizlenmezdin, sesli söylerdin.
Üzüldüğünde susmaz, ağlardın. Ve bu ağlamak bile iyileştirirdi.
Zaman geçti. Büyüdük.
Ama büyümek bazen kendini kaybetmek anlamına geliyor.
Bugün, içindeki o küçük çocuğun hâlâ orada olduğunu hatırlamak için yazıyorum.
Kaybolan Sadece Zaman Değildi
O çocuk; umutluydu, inanıyordu, heyecan duyuyordu.
Şimdi ise belki seninle konuşmuyor çünkü uzun süredir dinlenmedi.
Belki de bir köşede hâlâ oturuyor, senin ona dönmeni bekliyor…
Ne zaman son kez neşesiz neşeli bir kahkaha attın?
Ne zaman sebepsizce hayal kurdun?
İçindeki çocuk hâlâ seni izliyor.
Sadece onun dilinden konuşmayı unuttun.
Kırgınlıklar Büyümekle Değil, Sessizlikle Artar
Hayat seni yordu, anlıyorum.
Ama yorgunluğun kendine bile söylemediğin sözlerden geliyor olabilir:
“Ben seni ihmal ettim.”
“Çok çalıştım ama seni unuttum.”
“Birilerini memnun ederken seni susturdum.”
Ve şimdi… sadece küçük bir an istiyor:
“Beni hatırla.”
Okuyucuya Çağrı:
Bugün içindeki çocuğa bir cümle yaz.
O seni hâlâ bekliyor. Belki kırgın, ama hâlâ umutlu.
Yorumlara bırakmak istersen sadece şu cümleyi yaz:
“Seni yeniden duymak istiyorum.”
Çünkü bazen en büyük iyileşme;
kendi sesine yeniden kulak vermekle başlar.

Ionelia Constantinescu için bir cevap yazın Cevabı iptal et