Etiket: sessizmektuplar

  • İçindeki Çocuğun Sesini Duy: Unutulmuş Bir Gülümsemenin İzinde

    İçindeki Çocuğun Sesini Duy: Unutulmuş Bir Gülümsemenin İzinde

    Çocukken Her Şey Daha Gerçekti

    Hatırlıyor musun?

    Bir şeyi istediğinde önce hayal eder, sonra çizerdin.

    Korktuğunda gizlenmezdin, sesli söylerdin.

    Üzüldüğünde susmaz, ağlardın. Ve bu ağlamak bile iyileştirirdi.

    Zaman geçti. Büyüdük.

    Ama büyümek bazen kendini kaybetmek anlamına geliyor.

    Bugün, içindeki o küçük çocuğun hâlâ orada olduğunu hatırlamak için yazıyorum.

    Kaybolan Sadece Zaman Değildi

    O çocuk; umutluydu, inanıyordu, heyecan duyuyordu.

    Şimdi ise belki seninle konuşmuyor çünkü uzun süredir dinlenmedi.

    Belki de bir köşede hâlâ oturuyor, senin ona dönmeni bekliyor…

    Ne zaman son kez neşesiz neşeli bir kahkaha attın?

    Ne zaman sebepsizce hayal kurdun?

    İçindeki çocuk hâlâ seni izliyor.

    Sadece onun dilinden konuşmayı unuttun.

    Kırgınlıklar Büyümekle Değil, Sessizlikle Artar

    Hayat seni yordu, anlıyorum.

    Ama yorgunluğun kendine bile söylemediğin sözlerden geliyor olabilir:

    “Ben seni ihmal ettim.”

    “Çok çalıştım ama seni unuttum.”

    “Birilerini memnun ederken seni susturdum.”

    Ve şimdi… sadece küçük bir an istiyor:

    “Beni hatırla.”

    Okuyucuya Çağrı:

    Bugün içindeki çocuğa bir cümle yaz.

    O seni hâlâ bekliyor. Belki kırgın, ama hâlâ umutlu.

    Yorumlara bırakmak istersen sadece şu cümleyi yaz:

    “Seni yeniden duymak istiyorum.”

    Çünkü bazen en büyük iyileşme;

    kendi sesine yeniden kulak vermekle başlar.

  • Kendine Yazılmış Sessiz Bir Mektup

    Kendine Yazılmış Sessiz Bir Mektup

    Bazı yazılar vardır ki…
    Paylaşılmaz.
    Beğeni almaz.
    Hatta okunmaz.

    Ama yine de yazılır. Çünkü yazan, birine değil — kendine sesleniyordur.

    Bugün o gün olabilir.
    Kaleminle bir cümle yaz ve fark et:
    İçinde biri konuşmak istiyor. Belki uzun süredir sustuğu için sesi yavaş… ama gerçek.


    Kendinden Özür Dilemek İçin Yaz

    “Seninle yeterince ilgilenemedim.”
    “Çok koştum ama seni unuttum.”
    “Kalabalıkları önemsedim ama seni susturdum.”

    Bu satırlar bir iç hesaplaşma değil.
    Bir iç şefkat başlangıcı.

    Çünkü bazen sadece kendinden bir özür beklersin.
    Dışarıdan değil.


    Kendini Yeniden Hatırlamak İçin Yaz

    Belki uzun zamandır yazmıyorsun.
    Yazdıkların başkaları için oluyor.
    Ama bu defa başka…

    Bu defa “birinin okuması” için değil — kendini duyman için yaz.

    Ve o sessiz mektup, yıllar sonra bile sana şöyle fısıldayabilir:
    “Ben seni hiç terk etmedim.”


    Yazının Değdiği Yer İçin Değil, Çıktığı Yeri Onarmak İçin

    Sen farkında olmadan yazdığın her satır, içindeki kırık yerlere dikiş olur.
    Bir gün biri okur, biri beğenir, biri yorum yapar mı?
    Belki.

    Ama bu yazının ilk okuru — sen olmalısın.
    Çünkü senin iç sesin, o yazının en derin yankısıdır.


    Okuyucuya Soru:

    Peki sen, en son kime yazdın?
    Ve neden o kişi kendin değildi?

    Bugün, sadece bir cümleyle bile olsa — kendine bir mektup yaz.
    Paylaşmak istersen yorumlara bırak.
    Ama paylaşmasan da olur.

    Çünkü seninle baş başa kalacak bir yazı, bazen dünyalara bedeldir.