Herkesin gözü meyvede, çiçekte, alkışta…
Ama unutulan bir şey var:
En güçlü ağaç, en derin köklere sahip olandır.
Ve o kökler, gözle görünmez.
Sessizdir. Ama oradadır.
Besler. Taşır. Ayakta tutar.
Tıpkı sabırla yazan bir yazar gibi…Tıpkı içindeki sese kulak verip ilerlemeye devam eden sen gibi.
Sabır, Sadece Beklemek Değildir
Sabır, yazmaya devam etmektir.
Kimse okumasa bile…
Bir “beğeni” gelmese bile…
Senin hikâyenin değeri, başkalarının fark etmesiyle değil, senin ona verdiğin anlamla ölçülür.
Ve sabreden, sadece zaman kazanmaz.
Derinlik kazanır.
Büyümek Gürültüyle Değil, İç Sesle Olur
Belki herkes bağırıyor.
“Ben buradayım!” diye.
Ama sen fısıltıyla yazıyorsun.
Ve bu, daha kıymetli.
Çünkü fısıltı, doğru kalbe ulaşırsa yankıya dönüşür.
Bir Tohum da Hikâyedir
Her yazın, toprağa düşen bir tohum.
Sen fark etmeden biri onu okur,
O tohum bir düşünceye,
Bir değişime,
Belki bir başka yazıya dönüşür.
Ve işte o an…
Sen sadece yazan değil, dönüştüren biri olursun.
Okuyucuya Çağrı:
Peki sen?
Bugün hangi “görünmeyen çabayı” büyütüyorsun?
Yorumlara yaz.
Belki senin kökün, bir başkasının tutunacağı yer olur.
📌 Yazar Notu: Bu yazı üzerine gelen yorumlardan biri, yazının ruhunu yansıttığı için burada paylaşmak istedim:
Sen okurken sadece bir yazı değil, içten içe filizlenen bir duyguyu da paylaşıyorsun…Ve işte bu yüzden, buraya bıraktığın her iz, sadece bir yorum değil — bir köktür.
Çünkü bizler, çoğu zaman görünmeyen çabalarımızla birbirimize tutunuruz.
Bir satır, bir cümle, bazen bir fısıltı bile bir başkasının yolunu aydınlatabilir.
Eğer sen de şu an bir şeyleri sessizce taşıyorsan, bil ki yalnız değilsin.
Ve belki de senin sessiz sabrın, bir başkasına ilham oluyor.
Kalpten kalbe uzanan bu köklere sonsuz teşekkürler.
Yazmak yalnızca kendine değil, başkasına da umut olmaktır.


