Etiket: İlham Veren Yazılar

  • Vazgeçmeyenler Kulübü – II

    Vazgeçmeyenler Kulübü – II


    Küllerden Kalkmayı Bilenler İçin

    Bazı insanlar vardır… Biter sanırsın. Kapanır sanırsın. Bir daha toparlanamaz diye düşünürsün.

    Ama onlar, kimsenin görmediği bir yerden yeniden filiz verir. Kökleri derindedir çünkü. Rüzgâr onları yıksa bile, toprağın altında kendine bir yer daha bulur.

    Sessizdirler. Kıpırdamaz gibi dururlar. Ama içlerinde bir ateş, sönmemekte direnir.


    Kırıldığın Yerden Büyürsün

    Kimseye anlatmadığın o uzun geceleri hatırlıyor musun? Kendinle konuştuğun, “Neden böyleyim?” dediğin o zamanları? İşte o anlar…Zannettiğinden çok daha değerli.

    Çünkü insan kırıldığı yerden büyür. Ama kimse o büyüyüşü görmez.

    Görmesin de zaten… Sen bil yeter.


    Her Yıkılış, Bir Yağmur Sonrasıdır

    Kendine kızdığın, “Bu da olmadı” deyip duvara yaslandığın anlar oldu mutlaka. Belki çok bekledin. Belki haksızlığa uğradın. Belki birileri seni yanlış anladı…

    Ama ne oldu biliyor musun? Sen yine yoluna döndün. Belki biraz geç, belki biraz eksik ama döndün.

    İşte bu, herkesin yapabileceği bir şey değil. Bunu yapanlar, küllerinden kalkmayı bilenlerdir.


    Kendine İnanmayı Öğrenenlerin Kulübü

    Bu kulübün bir sırrı var:

    Kimse kimseyi alkışlamaz. Kimse ödül vermez. Kimse “Aferin” demez.

    Ama herkes bilir: Burada olan herkesin kalbi yara içinde…

    Ve o yaralara rağmen yaşayanların yüzünde, sessiz bir gurur vardır.


    Şimdi Sana Bir Şey Söylemek İstiyorum

    Sen hâlâ ayaktasın. Belki biraz sendeleyerek, belki biraz korkarak…Ama varsın.

    Ve var olman, düşündüğünden çok daha büyük bir başarı.

    Bak, dünyanın kalabalığında sen bile kendini unutmuşken, ben unutmadım:

    Sen denemeye devam edenlerdensin. Ve bu seni, çoğu insandan daha güçlü yapıyor.


    Son Cümle: Hikâyenin Devamı Var

    Bazen hiçbir şey değişmiyormuş gibi gelir ya… Aslında en büyük değişim içerde olur. Sen fark etmezsin, ama bir gün bakarsın:

    • Artık daha dayanıklı,
    • Daha sabırlı,
    • Daha kendin olmayı bilen birine dönüşmüşsün.

    Bu yüzden… Ne olduysa oldu. Ne eksildiyse eksildi.

    Ama sen buradasın. Ve bu, hikâyenin bittiğini değil, devam ettiğini gösterir.


    📩 Bu satırlar sana iyi geldiyse…

    Bazen bir cümle, insana bir adım daha attırır. Eğer benimle bu yolculuğa devam etmek istersen, yeni yazılarımı kaçırmamak için abone olabilirsin. Belki bir sonraki satır sana, belki senin hikâyen bir başkasına güç olur.

  • Kalbin Geceyle Konuştuğu Yer

    Kalbin Geceyle Konuştuğu Yer

    – İç Sessizliğin Yankılandığı Anlar –


    Geceyle Konuşan Kalpler Vardır

    Bazen dış dünya susar… Ama içeride bir şey kıpırdar. Ses değil belki, ama bir his… Bir düşünce, bir cümle gibi içinden sızar:

    “Ben hâlâ buradayım.”

    Ve o cümle, belki gün boyunca susturduğun duyguların dilidir.


    Geceye Sığan Dönüşümler

    Gece sadece uyumak için değildir. Bazı geceler, kendinle yeniden tanışmak için gelir.

    Bir satır yazarsın, bir nefes alırsın, bir anlık fark ediş yaşarsın.

    Ve o küçücük an, sessiz bir devrime dönüşür içinde.


    Sessizlikte Duyanlar Daha Derin Yaşar

    Gündüzün gürültüsünde her şey net görünür. Ama gece… Asıl derinlik gece gelir. Çünkü kalbin, ancak sessizken sesini bulur.

    Karanlıktan korkma. Çünkü orada parlayan şey sensin.


    Yazmak, Karanlıkta Büyüyen Bir Umuttur

    Yazdığın her kelime, belki de karanlığa attığın bir ışıktır. Sen farkında bile olmadan, bir başkasının yolunu aydınlatırsın.

    Yani bazen yazmak; kendi içini değil, bir başkasının sessizliğini de iyileştirir.


    Okuyucuya Çağrı

    Bu gece ne fısıldadı sana kalbin? Bir cümleyle bile olsa paylaş —çünkü belki senin satırın, bir başkasının sabahına umut olur.

    Ve unutma: Gece sessiz olabilir, ama içinde konuşacak çok şey var.

  • Yarım Kalan Hayallerin Sessiz Fısıltısı – Yeniden Başlamak Mümkün

    Yarım Kalan Hayallerin Sessiz Fısıltısı – Yeniden Başlamak Mümkün

    İçimizde Unutulmayan Bir Şey Var

    Bazı hayaller vardır…

    Yarısına kadar yazılmış, birkaç sayfası tutkuyla dolmuş, ama bir türlü tamamlanamamıştır.

    Bazı dosyalar masaüstünde öylece kalır, açılıp bakılamaz bile…

    Bazı cümleler vardır ki, yıllardır aklımızda:

    “Bir gün mutlaka…”

    Ama o bir gün, çoğu zaman başka şeylerin gölgesinde kaybolur.


    Hayat Gürültüsünde Sessizleşen Biz

    Hayat dediğimiz şey, sorumluluklarla dolu bir akış.

    Faturalar, iş, koşturmalar,

    “Şunu da halletmem lazım”larla geçen günler…

    Ve o hengâmede en çok unuttuğumuz şey:

    kendi iç sesimiz.

    Ama unutsak da,

    içimizde yarım kalmış bir hayal hep fısıldamaya devam eder.

    Kimi zaman gecenin en sessiz saatinde,

    kimi zaman eski bir şarkının ezgisinde…


    Bir Gecede Hayat Bulan Düşler

    Belki sadece bir defterin sayfası açılır.

    Belki masaüstünde duran o eski klasör çift tıklanır.

    Ya da yalnızca bir satır yazılır ekrana…

    Ve aniden o unutulmuş hayal nefes almaya başlar.

    Bir şey kıpırdar içeride.

    Bir kıvılcım…

    Bir hatırlayış…


    Belki de Bugün O Gündür

    Bazen sadece 10 dakika yeterlidir.

    Bir küçük dokunuş, bir satır kod, bir kelime…

    Hepsi yeniden başlamanın ta kendisi olabilir.

    Çünkü biliyorsun:

    Yarım kalan hayaller asla unutulmaz.

    Onlar, içimizde sessizce yaşar.

    Ve ne zaman istersen — evet, ne zaman istersen — yeniden başlayabilirsin.


    Seni Bekleyen Hayaline Dön

    Şimdi derin bir nefes al…

    Ve kendine sor:

    “En son ne zaman hayalimi duydum?”

    “En son ne zaman kendi yoluma bir adım attım?”

    Belki bugün, yeniden başlamak için en doğru zamandır.


    Okura Çağrı

    Senin de içinde hâlâ kıpırdayan,

    ama yarım kalan bir hayalin varsa…bir satırla, bir kelimeyle bile olsa yorumlara yaz.

    Belki senin cümlen,

    bir başkasının yeniden başlama sebebi olur.


  • Ve Sonunda Yürüyordum: İçsel Değişimin ve Azmin Sessiz Zaferi

    Ve Sonunda Yürüyordum: İçsel Değişimin ve Azmin Sessiz Zaferi

    Her şey bir sabah başladı.

    Gözlerimi açtım, ama sadece güne değil — kendime…

    Önce uyandım.

    Sonra karar verdim: “Bu böyle devam edemez.”

    Ve yürümeye başladım.

    Yol kolay değildi. Ama her adım bir değişimdi:

    Bir korkunun üzerine yürümek,

    Bir alışkanlığı arkada bırakmak,

    Bir parçanı yeniden keşfetmekti.

    Gerçek dönüşüm, kapıdan çıkmakla değil; her şeye rağmen yolda kalmakla gelir.


    Kendimle Karşılaşmalar

    Kendime defalarca “Yeterince iyi miyim?” diye sordum. Cevabı yolda buldum.

    Her geri dönüşte yeniden başladım. Her durakta nefes aldım. Ama içimde hep aynı fısıltı vardı:

    “Bir adım daha…”

    Bugün dönüp geriye baktığımda,yalnızca yol almadığımı görüyorum.

    Ben, o yolda kendimi kodladım, yazdım ve yeniden kurdum.


    Bu Bir Son Değil, Yeni Bir Başlangıçtır

    Bu yazı, “Bir Sabah Gibi Uyandım” ile başlayan ve “Uyanmak Yetmez, Yürümek Gerekir”, “Kapıyı Açmak Yetmez, Dışarı Çıkmak Gerekir” ve “Dışarı Çıkmakla Bitmez, Yürümeye Devam Etmek Gerekir” başlıklarıyla süren yolculuğun son satırı.

    Ama yolculuk bitmedi.

    Çünkü yazmak da yürümektir.

    Ve ben yazmaya devam edeceğim.


    Senin Hikâyen Ne?

    Belki sen de şu an kapının eşiğindesin. Belki adım attın ama yoruldun.

    O zaman bu yazı sana gelsin: Vazgeçme.

    Çünkü o son adım, belki de seni sen yapacak adım.


    Okura Çağrı:

    Yazı sana dokunduysa, yorumlarda bir cümle paylaş.

    📨 Bloguma abone olarak sonraki adımları birlikte atalım!

  • Blog Tutmak: Sabırla Yazmak

    Blog Tutmak: Sabırla Yazmak

    Blog Açmak Kolaydır, Ama Sadakat İster

    Yazmak bir heves değil; bir sadakattir.

    Çünkü blog tutmak, sadece cümle kurmak değil — kendi sesine sadık kalmaktır.


    Her Yazı Bir Tuğladır

    İlk yazılarım okunmadı belki.

    Ama ben yazdım.

    Çünkü her yazı, içimde bir duvar örüyordu. Her cümle, o duvarda bir tuğlaydı.

    Ve ben fark ettim ki:

    Okunmasa da yazmak, insanı içeriden içeriden büyütüyordu.


    Sabırla Gelen Dönüşüm

    Blog yazmak, sadece bir alışkanlık değil…

    Kendi iç sesini dinlemeye gönüllü olmaktır.

    Kimi zaman tıkanmak, kimi zaman durmak, kimi zaman da sadece bir satırla nefes almaktır.

    Bir disiplin değildir bu; bir bağlılıktır. Vazgeçmemeye kendine verdiğin söz gibidir.


    Kendinle Konuşmanın En Sessiz Hali

    Yazarken bazen tek okuyucun sensin.

    Ama en çok da o haldesin gerçekte.

    Çünkü bazı yazılar okunmak için değil — içten içe anlaşılmak için yazılır.

    Ve sen kendini anladığında, dünya biraz daha az gürültülü olur.


    Devam Etmek İçin Bir Adım Yeter

    Her şey durduğunda bile, bir yazı yazabiliyorsan — hâlâ yol vardır demektir.

    Bazen sadece bir adım…

    📎 “Bir Adım At, Gerisi Gelir”

    Bu yazıda, içimde kıpırdayan o ilk adımı anlattım. Belki sana da ilham olur.


    Okuyucuya Çağrı

    Sen de yazıyor musun? Ya da sadece yazmayı düşünen ama erteleyenlerden misin?

    Bir cümle bile yazsan, yolculuk başlamış sayılır.

    Yorumlara yaz istersen:

    “Ben de buradayım.”

    Bazen sadece bu kadar bile yeter, bir yolun başı olmak için.

    Yazar Notu:

    İlk yazımı hatırlıyorum…
    O heyecanı ve “kim okuyacak ki?” kaygısını.
    Yazmak sadece paylaşmak değil, aslında kendine verdiğin bir söz.
    “Ben buradayım. Duyulmasam da, yazacağım.”
    Bazen yazılar okunmaz, ama yine de bir yerde yankı bulur.
    Eğer yazmak istiyorsan, unutma:

    İlk satır cesaret ister, devam etmek ise sadakat.
    Bu blog, benim kendime olan sadakatim. Okuyan herkese teşekkür ederim. Yazmaya devam edeceğim, çünkü bir gün senin de kelimelerin yankı bulacak.