Sessizlikten Doğan Işık

Kalbe Dokunan Yazılar – 1. Bölüm | Sessizlikten Doğan İçsel Dönüşüm

Bazen hayatın gürültüsü içinde kendini kaybedersin.

Herkes konuşur, her şey akar, her bildirim bir şey söyler…

Ama sen susarsın.

Çünkü artık dış seslerden çok, iç sesini duymaya ihtiyacın vardır.

İşte o sessizlikte başlar dönüşüm.

Kimsenin görmediği, duymadığı, ölçemediği o anlarda…

Kendi içinin karanlığına doğru adım atarsın.

Ve o karanlıkta — evet, tam da orada — bir ışık belirir.


Karanlıktan Korkma, Karanlık Doğumdur

İnsan kendine bazen yalnızca sustuğunda yaklaşır.

Yalnız kaldığında, içindeki sesi ilk kez net duyar.

O ses bazen yumuşak bir fısıltıdır:

“Hâlâ buradayım…”

Bazen ise sert bir uyarıdır:

“Artık yeter, değiş.”

Ama her seferinde, o ses bir şey fısıldar:

Sen hâlâ varsın.”


İyileşmek Gürültüyle Olmaz

Kimseye anlatamadığın yorgunlukların olur.

Her şey normal görünür ama içinden bir şey eksilmiştir.

İşte o zaman, bir yazı okursun…

Bir cümleye takılırsın…

Ve o satır içindeki kilitli kapıyı aralar.

İyileşmek bazen sadece bir kelimeyle başlar.

Bir ışıkla…


Sessizliğe Güven

Sessizlik boşluk değil, hazırlıktır.

O sessizlikte, kalbin sana ne söylediğini öğrenirsin.

Belki de ilk kez…

Gerçekten ne istediğini, neyi sevdiğini, neyden yorulduğunu fark edersin.

Çünkü sessizlik…

Seni dünyadan alır, kendine getirir.

Ve kendine dönen, yeniden doğar.


Kalbe Dokunan Yazılar Başlıyor

Bu yazı, içsel dönüşüm yolculuğunun ilk adımı.

Her hafta, sana dokunan yeni bir yazıyla burada olacağım.

Belki bazen senin duyamadığın iç sesini hatırlatacağım.

Belki de sadece bir cümleyle, içindeki ışığı yakacağım.


Eğer bu satırlar kalbine dokunduysa:

Bloga abone olmayı unutma

Yorumlara düşüncelerini bırak

Ve belki… bu yazıyı bir arkadaşınla paylaş.

Çünkü o da kendi sessizliğinde kaybolmuş olabilir.


Unutma:

En derin ışık, en karanlık sessizlikten doğar.

Ve belki de bu yazı, senin içindeki ışığın kıvılcımıdır.


Yorumlar

“Sessizlikten Doğan Işık” için bir cevap

  1. msaitsabuncu Avatar

    Bu yazı benim için sessizliğin içinden gelen bir çağrıydı. Kalabalıkların içinde kaybolduğum, iç sesimi duyamadığım zamanlarda yazmak, kendime dönüşüm oldu. Bu seriyi başlatma sebebim; belki birinin tam da ihtiyaç duyduğu o cümleyi ona ulaştırmak…

    Yorumlarda sizden de duymak isterim: Sessizlik size ne öğretti? İç sesinizi en son ne zaman dinlediniz?

    Beğen

Yorum bırakın